Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının İptali

1-  Genel olarak

Anonim ortaklıkta bireysel pay sahiplerinin, çoğunluğa karşı koyabilmesine olanak sağlayan iptal davası bu yönüyle azınlığı koruyan en önemli davalardan birisidir. Kanun koyucu genel kurul kararlarına karşı iptal davası açma olanağıyla anonim ortaklığın tek bir pay sahibine dahi çoğunluğun gücüne karşı koyabilme hakkını sağlamıştır.

Genel kurul kararlarına karşı açılan butlan ve iptal davaları arasında bazı temel farklar bulunmaktadır. İlk olarak butlan davası bir tespit davasıdır, yani alınan kararın baştan beri hükümsüz olup olmadığının tespiti söz konusudur. İptal davasında ise hak düşürücü süresi içinde iptal hükmü verilinceye kadar geçerli olan bir karar söz konusudur, yani alınan karar baştan geçerlidir. Bir örnek üzerinden açıklayacak olursak butlan davası ağacın kurumuş olduğunun fotoğrafı iken, iptal davasında ise ağaç halen yeşil ve ayaktadır.[1]

2 - İptal Sebepleri

Genel kurul kararlarının iptali konusu TTK 445- 446 hükümlerinde düzenlenmiştir. İptal sebepleri TTK’nın ilgili hükmü olan m.445’de belirtilmiştir. Buna göre ’’(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.’’ Özetle bir genel kurul kararının iptale konu olabilmesi için kanuna, şirket esas sözleşmesine veya dürüstlük kuralına aykırı olması gerekir. İptale konu olan kararlar daha çok paydaşların bireysel haklarıyla ilgilidir.[2]Bununla birlikte iptal davası hakkı yasada emredici nitelikte düzenlendiğinden, esas sözleşme ile veya şirket tarafından düzenlenen bir iç yönergeyle sınırlandırılması mümkün değildir.[3]

Kanuna aykırılık sebebiyle iptale konu olan kararlarda kanun ibaresi geniş anlaşılmalıdır. İlk olarak, TTK m.340 emredici hükümlere göre, esas sözleşme ancak bu kanunun anonim şirketlere ilişkin hükümlerinden kanun içerisinde açıkça izin verilmişse sapabilir, diğer kanunların öngörülmesine izin verdiği tamamlayıcı esas sözleşme hükümleri o kanuna özgülenmiş olarak hüküm doğururlar. Diğer yandan kanuna aykırılık ifadesi TTK hükümlerinin yanı sıra, diğer mevzuatlara, tüzel kişiliğe ilişkin hükümlere ve genel hukuk ilkelerine de uygun olmalıdır. Örneğin; ortakların rüçhan haklarını haksız bir şekilde onların elinden alan veya gündeme bağlılık ilkesine aykırı olarak alınan kararlar, yetkisiz kişilerin genel kurula katılarak ilgili kararın alınmasına etkili olacak şekilde oy kullanması iptale tabidir.[4]


 

[1]Can,Mustafa Erdem: Şirketler Hukuku Dersleri, B.2, Ankara 2017, s.174.

[2]Bozkurt,Tamer: Şirketler ve Kooperatifler Hukuku, B.8, İstanbul,2013, s.267.

[3]Forstmoser/Meier-Hayoz/Nobel,&25, N.39 (Naklen: Pulaşlı,Hasan: Şirketler Hukuku Genel Esaslar, B.2, Ankara 2013, s.378, N.156).


Şirket esas sözleşmesi bir nevi şirketin anayasasıdır ve buna aykırı kararlar işlemin iptaline neden olabilir. Örneğin; şirket esas sözleşmesi ile pay grupları yaratılarak yönetim kurulu üyelerinin üçünün A grubu pay sahiplerinin göstereceği adaylar arasından, dördünün B grubu pay sahiplerinin göstereceği adaylar arasından seçileceğinin kural olarak belirlenmesine rağmen genel kurulda buna uyulmaması iptal nedenidir.[5]Genel kurulda alınan bir kararın, ortaklık ile üçüncü kişiler veya pay sahipleri ile üçüncü kişiler arasında yapılan bir sözleşmeye aykırı olması iptal edilebilirlik nedeni oluşturmaz, çünkü genel kurul kararları ortaklık içi ilişkilerde bağlayıcı olup, üçüncü kişiler ve onlarla olan ilişkiler yani sözleşmeler üzerinde tek yanlı olarak bağlayıcı ve etkin olmadıklarından dış ilişkideki sözleşmelere aykırılık iptal sebebi oluşturmaz.[6]

Genel kurulun almış olduğu karar dürüstlük kuralına yani TMK m.2’ye aykırı olması durumu da bir diğer iptal sebebidir. Öğretide bu duruma şirketin menfaatini gerektirmediği halde çoğunluğun yetkilerini kötüye kullanarak azınlık veya münferit pay sahiplerinin menfaatlerini zedeleyen kararlar örnek olarak gösterilmektedir.[7]Örneğin bir anonim şirkette çoğunluk, azınlık pay sahibinin maddi durumunun bozuk olduğunu bilerek sırf azınlık hakkını kaybetmesi için sermaye artırımı kararı alırsa bu durum dürüstlük kuralına aykırı olduğu için iptal edilir. Bu örneği daha somutlaştıracak olursak 3 milyon TL sermayeli anonim şirkette %16 pay sahibi olan A’nın(azınlık pay sahibi) şirketin sermayesi iki katına yani 6 milyon TL’ye çıkarıldığında rüçhan hakkı olmasına rağmen maddi durumu bozuk olması sebebiyle alım yapamayacağından pay etkinliği %8’e düşecektir. Hukuk düzeni, bir hakkın bir başkasına sırf zarar vermek amacıyla kullanılmasını korumaz.

Genel kurulda oy kullanacak kurumsal ve tevdi eden temsilcilerin bildirim usullerine  uymaması da genel kurula yetkisiz katılmaya uygulanan hükümler çerçevesinde iptal edilebilir. Pay sahibinin temsilinin bildirimi ile ilgili olan TTK’nın 431.maddesine göre ‘’428 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında öngörülen kurumsal temsilciler ile tevdi eden temsilcileri, kendileri tarafından temsil olunacak payların sayılarını, çeşitlerini, itibarî değerlerini ve gruplarını şirkete bildirmelidirler. Aksi takdirde, alınan kararlar, genel kurula yetkisiz katılmaya dair hükümler çerçevesinde iptal edilebilir.’’  Bu noktada TTK’nın ilgili kanun hükmünü tamamlayıcı nitelikteki bir görüşe göre; şirkete, söz konusu temsil edilen paylara ilişkin oyların, genel kurul kararında etkili olmadığını ileri sürme olanağının tanınması, menfaatler dengesi bakımından yerinde olur.[8]Genel kurul toplantısında toplantı başkanı temsilciler tarafından yapılan bu bildirimleri açıklar. Bir pay sahibinin talebine rağmen toplantı başkanı bildirimlerle ilgili açıklamayı yapmazsa her pay sahibi şirkete karşı açacağı dava ile genel kurul kararlarının iptalini isteyebilir. Bu durum TTK m.431/2’de şöyle ifade edilmiştir: ‘’Toplantı başkanı bu bildirimleri açıklar. Bir pay sahibinin istemine rağmen toplantı başkanı açıklamayı yapmamışsa her pay sahibi şirkete karşı açacağı dava ile genel kurul kararlarının iptalini isteyebilir. 


[4]Şener,Oruç Hami: Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, B.1, Ankara, 2012,s 511.  

[5]Bozkurt,s.268.

[6]Moroğlu,Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, B.4, İstanbul,2004,s.182.

[7]Poroy, Reha/ Tekinalp, Ünal/Çamoğlu, Ersin: Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, B.9, İstanbul, N.735.


3- İptal Davası Açabilecek Kişiler

İptal davası açabilecek kişiler TTK’nın 446. Maddesinde açıkça belirtilmiştir. Bu hükme göre  ‘’(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini[9], genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.’’

Genel kurul toplantısına katılan ortaklar alınan kararlara olumlu oy vermişlerse kural olarak iptal davası açamazlar. Kurula katılanlar olumsuz oy kullanacak ve muhalefetini tutanağa geçirtmelidir, aksi takdirde iptal davası açamaz.[10]Kararın alınmasından önce peşinen verilen muhalefet kayıtları ise iptal davasına dayanak oluşturmaz, çünkü muhalefet için ilk olarak ilgili kararın alınması gerekir.[11]İlgili ortağın muhalefet şerhinde, muhalif olduğunu belirtmesi yeterlidir, özel bir açıklamada bulunması gerekmemektedir. Yine de muhalefet şerhi gerek yerel mahkemenin gerekse Yargıtay’ın önüne geldiğinde durumun daha anlaşılır olması için kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralından hangisine veya belki de hepsine birden aykırı olduğunu açıklamakta fayda vardır.[12]  Avukatlık vekaletnamesi şirket genel kurulu için yeterli değildir, zira bu konuda avukatların vekillerini temsili için toplantıya özgü bir vekaletnameye sahip olmaları gerekmektedir.[13]


 

[8]Pulaşlı,s.380-381.

[9]Bu hususta bk. Yargıtay 11.HD. 2016/405E., 2017/142.K.

[10]Bu hususta bk. Yargıtay 11. HD. 2016/3934 E.,  2016/3785 K.

[11Bu hususta bk. Yargıtay 11. HD. 15.04.2004, 9088 E., 4044 K.


 

TTK 446/I b’ye göre, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren ortaklar da iptal davası açabilirler. İptal kararı alabilmek için, TTK 446/I b’de görülen aykırı durumların genel kurulun kararının alınmasında direk etkili olması gerekmektedir. Mahkemeler bu hükme dayanılarak açılan davalarda aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olup olmadığını ayrıca denetlerler.

Yönetim kurulunun ortaklık organı olarak iptal davası açabilmesi için TTK m.390’a göre karar alması gerekir. Şayet yönetim kurulu tek bir kişiden oluşuyorsa onun karar almasından bahsedilemez.

Anonim şirkette birden fazla yönetim kurulu üyesi var ise ve yönetimin aldığı karar üyelerden birinin kişisel sorumluluğuna neden olacaksa, bu kişinin tek başına yönetim kurulu üyesi sıfatıyla iptal davası açması olanaklıdır. Yönetim kurulu üyesinin ilgili kararın iptalini isteyebilmesi için, karara muhalif kalıp kararı tutanağa geçirtmesi gerekmez.[14]

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 23.maddesinde sayılan halka açık anonim ortaklıklarda ‘’ önemli nitelikte işlemler’’ ile ilgili hükümlere uyulmadan gerçekleştirilen işlemlerin ortadan kaldırılması için, Kurul ilk olarak bildirim yapar, otuz gün içerisinde bu durumun düzeltilmemesi halinde idari para cezası verebilir ve ilgili işlemler için genel kurul kararlarına karşı iptal davası hükümleri çerçevesinde dava açabilir.

Bu durumlar dışında şirket tasfiye aşamasına girmişse tasfiye memurları ile intifa hakkı sahipleri de kendi hakları ile ilgili hususlarda iptal davası açabilirler.[15]

Dikkat edilirse TTK 446 ya aykırılık tek başına genel kurul kararının iptalini gerektirmez, ayrıca TTK 445’de belirtilen kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına da aykırı olması gerekmektedir.


[12]Can,s.176.

[13]Can,s.177.

[14]Şener,s.513.  

[15]Can,s.179


  • Davalı

Anonim ortaklıkta iptal davası şirket tüzel kişiliğine karşı yani ortaklığa karşı açılır. Davanın belirli bir organa karşı örneğin genel kurula karşı açılması mümkün değildir. Dava şirketin bir ortağı tarafından açıldığında, şirket tüzel kişiliğini yönetim kurulu temsil eder. Ancak TTK 446’ya göre, dava açmaya yetkisi olan yönetim kurulu iptal davasını açarsa bu sefer ortaklığa mahkeme tarafından atanan temsil kayyımı davayı takip eder. Davayı kişisel sorumluluğu doğacağını düşünen yönetim kurulu üyesi açarsa, diğer üyelerin temsil yetkisi olması şartıyla dava yine yönetim kurulu tarafından takip edilir.[16]

4 - İptal Davasında Süre

İptal davası, genel kurul kararının alındığı tarihten itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılır. Bu 3 aylık sürenin hesabının nasıl yapılacağı ile ilgili kanunda özel bir düzenleme bulunmadığından BK’nın genel kuralları, özellikle BK 92/I, b.3 uygulanır. Bu hükme göre, ‘’Kararın alındığı gün ayın kaçıncı günüyse, son ayın bunu karşılayan gününde süre dolmuş olur. Buna karşılık son ayda bunu karşılayan bir gün yoksa, süre bu ayın son günü dolmuş olur.’’ Eğer bu süreler geçirilirse alınan genel kurul kararı kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olsa bile geçerliliğini sürdürür.[17] Üç aylık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği mahkeme resen gözetir.

5 -İptal Davasında Usul

Yönetim kurulu genel kurul kararına karşı iptal davası açıldığını ve davanın duruşma gününü usulüne uygun olarak ilan eder ve şayet varsa ortaklığın internet sitesine koyar. TTK 448/II’ ye göre üç aylık hak düşürücü sürenin geçmesinden önce davanın görülmesine başlanmaz, zira usul ekonomisi gereğince de aynı sürede başka ortaklarca da aynı davaların açılma ihtimaline karşı bu sürenin bitimi beklenir, zira aynı davalar birleştirilebilir.[18]Yine ilgili madde hükmüne göre mahkeme, şirketin istemi üzerine muhtemel zararlara karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın nitelik ve miktarı mahkemece belirlenir.  

  TTK 449 uyarınca, iptal davasının görülmeye başlanmasından sonra, mahkemece yönetim kurulunun görüşü alındıktan sonra dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilebilir. Yine TTK 450’ye göre, genel kurul kararıyla ilgili açılan iptal davasının sonucu kesinleştikten sonra bütün pay sahipleri hakkında hüküm ifade eder. Ortaklığın yönetim kurulu bu kararın bir suretini derhal ticaret siciline tescil ettirip, internet sitesine koymak zorundadır.


[16]Şener,s.514.  

[17]Şener,s.515.  

[18]Bozkurt,s.270.


7- Tazminat

TTK’nın 451.maddesi genel kurul kararlarına karşı kötü niyetle iptal davası açılması halinde, davacıların bu sebeple ortaklığın uğrayacağı zararlardan müteselsil olarak sorumlu olacaklarını belirtmiştir. Burada ortaklık kötü niyetle dava açıldığını ve bu yüzden şirketin zararı doğduğunu illiyet bağını da ortaya koyarak kanıtlamak zorundadır.

8- İptal Davasının Hüküm ve Sonuçları

İptal kararının kesinleşmesiyle birlikte genel kurul tarafından alınan ilgili karar geçmişe etkili olarak en başından itibaren ortadan kalkar. Mahkeme yargılama esnasında genel kurul kararının iptaline veya iptal talebinin reddine karar verir. Yoksa mahkeme genel kurul kararını değiştiremeyeceği gibi, genel kurul yerine geçerek yasaya ya da esas sözleşmeye uygun olarak yeni bir karar oluşturamaz. 

                                                                          Av. Kemal Çağrı DEREKAYA

#şirketlerhukuku #genelkurul #anonimşirket #ankaraavukat


 

 ATIFLAR

[1]Can,Mustafa Erdem: Şirketler Hukuku Dersleri, B.2, Ankara 2017, s.174.

2Bozkurt, Tamer: Şirketler ve Kooperatifler Hukuku, B.8, İstanbul,2013, s.267.

3Forstmoser/Meier-Hayoz/Nobel,&25, N.39 (Naklen: Pulaşlı, Hasan: Şirketler Hukuku Genel Esaslar, B.2, Ankara 2013, s.378, N.156).

4Şener,Oruç Hami: Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, B.1, Ankara, 2012,s 511. 

5Bozkurt,s.268.

6Moroğlu,Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, B.4, İstanbul,2004,s.182.

7Poroy, Reha/ Tekinalp, Ünal/Çamoğlu, Ersin: Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, B.9, İstanbul, N.735.

8Pulaşlı,s.380-381.

9Bu hususta bk. Yargıtay 11.HD. 2016/405E., 2017/142.K.

10Bu hususta bk. Yargıtay 11. HD. 2016/3934 E.,  2016/3785 K.

11Bu hususta bk. Yargıtay 11. HD. 15.04.2004, 9088 E., 4044 K.

12Can,s.176.

13Can,s.177.

14Şener,s.513.  

15Can,s.179.

16Şener,s.514.  

17Şener,s.515.  

18Bozkurt,s.270.


KAYNAKÇA

Bozkurt,Tamer: Şirketler ve Kooperatifler Hukuku, B.8, İstanbul 2013.

Can, Mustafa Erdem: Şirketler Hukuku Dersleri, B.2, Ankara 2017.

Moroğlu,Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, B.4, İstanbul 2004. 

Poroy, Reha/ Tekinalp, Ünal/Çamoğlu, Ersin: Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, 

B.9, İstanbul 2003.

Pulaşlı,Hasan: Şirketler Hukuku Genel Esaslar,B.2, Ankara 2013.

Şener,Oruç Hami:Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, B.1, Ankara 2012.  

[1]Can,Mustafa Erdem: Şirketler Hukuku Dersleri, B.2, Ankara 2017, s.174.

[2]Bozkurt,Tamer: Şirketler ve Kooperatifler Hukuku, B.8, İstanbul,2013, s.267.

[3]Forstmoser/Meier-Hayoz/Nobel,&25, N.39 (Naklen: Pulaşlı,Hasan: Şirketler Hukuku Genel Esaslar, B.2, Ankara 2013, s.378, N.156).

[4]Şener,Oruç Hami: Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, B.1, Ankara, 2012,s 511.  

[5]Bozkurt,s.268.

[6]Moroğlu,Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, B.4, İstanbul,2004,s.182.

[7]Poroy, Reha/ Tekinalp, Ünal/Çamoğlu, Ersin: Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, B.9, İstanbul, N.735.

[8]Pulaşlı,s.380-381.

[9]Bu hususta bk. Yargıtay 11.HD. 2016/405E., 2017/142.K.

[10]Bu hususta bk. Yargıtay 11. HD. 2016/3934 E.,  2016/3785 K.

[11]Bu hususta bk. Yargıtay 11. HD. 15.04.2004, 9088 E., 4044 K.

[12]Can,s.176.

[13]Can,s.177.

[14]Şener,s.513.  

[15]Can,s.179.

[16]Şener,s.514.  

[17]Şener,s.515.  

[18]Bozkurt,s.270.

Arama